İŞGÖRENLERİN İş Güevnliği Tutumları

İŞGÖRENLERİN İş Güevnliği Tutumları

Çalışma dünyasında insana verilen değer paralelinde, işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği (İSG) çalışmaları da artış göstermeye başlamıştır

Çalışma dünyasında insana verilen değer paralelinde, işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği (İSG) çalışmaları da artış göstermeye başlamıştır. Bu çalışmaların amacı, çalışanları iş kazaları ve meslek hastalıklarından koruyarak, daha sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır.

İSG ile ilgili çalışmaların, kişilerin mesleki tehlikelerden uzak bir ortamda çalışmasını sağlayarak hem beden sağlığını hem de ruh sağlığını koruduğu bir gerçektir. Buna paralel olarak, daha sağlıklı ve daha güvenli işyeri ortamı daha verimli bir çalışmanın da ön koşuludur. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde İSG, toplumsal kalkınmanın belirleyici unsurları arasında yer almaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünyada her gün işe bağlı 3000 ölümlü olay meydana gelmektedir. Bu olayların üçte ikisi sağlıklı olmayan iş koşulları ve güvenli olmayan davranışlardan kaynaklanmaktadır. Bazı kaynaklarda, endüstrileşmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin, bu ülkelerin Gayrı Safi Milli Hasılalarının %1’i ila %3’ü oranında değiştiği belirtilmektedir.

Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere, iş kazaları ve meslek hastalıkları gerek işletme gerekse toplumsal düzeyde maddi ve manevi kayıplara yol açan çok ciddi bir konudur. Bu kayıplar sonucu toplumda sosyal yaralar açılmakta, işletmelerde işgücü verimliliği düşmekte, ülke misi ise önemli ölçüde zarar görmektedir. Bu nedenle İSG alanında çok ciddi önlemlerin alınması zorunlu hale gelmektedir.

İSG konusu, işletmelerde insan kaynakları yönetiminin koruma işlevi kapsamında ele alınmaktadır. Çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını koruma, daha verimli çalışabilmeleri için gereken güvenlik önlemlerini alma ve dolayısı ile çalışanların işletmedeki devamlılıklarını sağlama amacını güden bu işlev, insan kaynağının etkin ve verimli kullanılması konusunda önemli bir rol üstlenmektedir.

Bu doğrultuda, çalışmada öncelikle İSG kavramı ele alınacak, ardından devletin ve çalışanların bu konuda üzerine düşenler kısaca incelendikten sonra konuyla ilgili gerçekleştirilmiş olan bir araştırmaya yer verilecektir.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNİN KORUMA İŞLEVİ OLARAK İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İş sağlığı; sağlıklı bir yaşam ve yaşam çevresi için gereken sağlık kurallarını içerirken, iş güvenliği ise çalışanlara ve işletmeye yönelik tehlikelerin ortadan kaldırılması için gerekli teknik kuralları içermektedir.

Dolayısı ile İSG’de yalnızca çalışanların değil tüm işletmenin ve üretimin güvenliği esastır. Bu üç alandaki faaliyetler birbirini bütünlemediği sürece çalışanların güvenliğinden tam olarak söz etmek mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda iş güvenliği; işin süreklilik arz etmesi ve çalışanlara zararlı olmaması, işletme güvenliği; işyerinin çalışma şartlarına uygun şekilde düzenlenmesi ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınması, üretim güvenliği ise işyerinde üretilen maddelerin satışının devamlı olması, ürünün de çalışana ve topluma zarar vermeyecek şekilde muhafaza edilmesi anlamına gelmektedir.

İnsan hayatının öncelik taşıması nedeniyle, işletme ve üretim güvenliği konularının ikinci planda kaldığı, uluslararası alanda iş güvenliği kavramıyla genel olarak çalışanların güvenliğinin ifade edildiği görülmektedir .

Nitekim, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ilkelerine göre İSG; “tüm çalışanların bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlık ve refahlarının en üst düzeye yükseltilmesi ve bu durumun korunması, işyeri koşullarının, çevrenin ve üretilen malların getirdiği sağlığa aykırı sonuçların ortadan kaldırılması, çalışanları yaralanmalara ve kazalara maruz bırakacak risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, yine çalışanların bedensel ve ruhsal özelliklerine uygun işlere yerleştirilmesi ve sonuç olarak çalışanların bedensel ve ruhsal gereksinimlerine uygun bir iş ortamı yaratılması” şeklinde tanımlanmaktadır .

Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, İSG kavramının çağdaş anlamı; iş kazaları ve meslek hastalıkları tanı ve tedavisinin dışında, çalışanın sağlığını korumak ve onun sağlığını bozacak çeşitli tehlikeleri ortadan kaldırmaktır. Bu bağlamda, İSG’nin; caydırıcı yaptırımlarla donatılmış kamu düzeni kurallarıyla sağlanması, uzmanlık örgütleri oluşturulması, teknik ve medikal araştırmalar ile ruhsal ve istatistiksel etütler yapılması, eğitici ve ikna edici programlar hazırlanıp uygulanması gibi tekniklerin geliştirilmesi de İSG kavramıyla beraber ele alınmaktadır

İSG kavramı, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından farklı olarak, tehlikelerin önlenmesinin yanında risklerin öngörülmesi, değerlendirilmesi ve bu riskleri tamamen ortadan kaldırabilmek ya da zararlarını en aza indirebilmek için yapılacak çalışmaları da içermektedir. Evrensel anlamda ise İSG; henüz bir tehlike oluşmamış, işletmede bir arıza oluşmamışken bile işletmede oluşabilecek tehlikelerin ve risklerin öngörülerek bunların kabul edilebilir olup olmadığına karar verme çalışmalarını da içeren geniş bir kavramdır Açıklamalar doğrultusunda İSG; çalışanların iş kazalarına ve meslek hastalıklarına yakalanmalarını önlemek, bu doğrultuda çalışanları işle ilgili tehdit ve tehlikelerden koruyarak, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken önlemler ve yerine getirilmesi gereken sistemli çalışmalar olarak tanımlanabilir. İSG; işletmeler, çalışanlar ve ülke ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır.

Sağlık ve güvenlik önlemlerinin alındığı işletmelerde çalışanların iş doyumu ve verimi artarken, bu verim işletme verimine de olumlu yansıyacaktır. Ayrıca sağlık ve güvenlik önlemleri sayesinde işletme ve ülke ekonomileri, iş kazası ve meslek hastalıklarının yol açtığı maliyet kalemlerinden kurtularak büyük zararların önüne geçilebilecektir.

Sonuç itibariyle, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi, birey, örgüt ve toplum düzeyinde maddi ve manevi kayıpları azaltma gücü nedeniyle önemlidir. İSG, çalışanların hem iş yerindeki hem de işiyle ilgili olarak işyeri dışındaki faaliyetlerini kapsayan bu nedenle de çok yönlü çalışmaları gerektiren bir konudur. Bu tür çalışmalarda tıp, fizik, kimya, mühendislik, matematik, istatistik, sosyoloji, psikoloji, ergonomi gibi pek çok bilimden yararlanılır (Yüksel, 1998: 213). Ayrıca, sosyal bilimler açısından incelendiğinde; çalışma ilişkilerinden iş hukukuna, istihdam politikalarından sosyal güvenliğe, iş psikolojisinden iş sosyolojisine, makro iktisattan çalışma ekonomisine, eğitimden sosyal hizmetlere pek çok konu, iş sağlığı ve iş güvenliğini de önemli bir uygulama alanı olarak içine almaktadır (Fişek, 2009: 6). Konunun bu denli önemli olması nedeniyle, ülkemizde iş yaşamı çeşitli yasa, yönetmelik ve tüzüklerle düzenlenmiş, ayrıca uygulamaları izlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü kurulmuştur

Yazıyı paylaş